SADAT Gerçeği

Tarih İslam uygarlığının yükseldiği dönemlerde Batının sömürge düzeninin sekteye uğradığını kaydetmektedir. Batı İslam dünyasını zaafa uğratmak için 1095 yılında Haçlı seferlerini başlatmıştır. Batı dünyası haçlı seferlerinin 1200lü yıllarda sona erdiği algısını yerleştirmeye çalışır. Haçlı seferleri biçim değiştirmiş fakat kesinlikle sona ermemiştir. Günümüze gelindiğinde Haçlı Seferleri kurumsallaşarak oluşturulan paktlar yoluyla devam etmektedir. Bu paktlarda İslam ülkelerine yer yoktur. Birleşmiş Milletler dahil olmak üzere tüm paktlarda pek çok ülke ikinci sınıf üye konumundadır. Sayın Cumhurbaşkanımızın “Dünya beşten büyüktür” çıkışı esasen bunu vurgulamaktadır.

 

Haçlı Seferleri

Emperyalist ülkeler Haçlı Seferlerinin güncel versiyonunda Filistin, Afganistan, Irak, Libya, Suriye, Mısır da sömürü sisteminin devamı için milyonlarca insanı öldürmekten geri durmamıştır. Terör, iç savaş, ekonomik abluka, paralel yapılanmalar gibi yöntemlerle başarıya ulaşamadığı ülkelerde ise darbe kartı devreye girmektedir. Geçtiğimiz günlerde bir örneğini Venezuella’da askeri darbe olarak, Pakistan’da ise yargı darbesi olarak yaşadık. Darbe girişimi ile birlikte uluslararası alanda da bir karalama kampanyası devreye girmektedir, şöyleki;

  1. Ülkenin lideri diktatörlükle suçlanmakta
  2. Liderin terör örgütleri ile ilişkisi olduğu dolayısıyla terörü desteklediği iddia edilmekte
  3. Diktatörün kendine özel bir muhafız ordusu kurduğu iddia edilmekte

Türkiye’de de uzun yıllar boyunca aynı tezgâh işledi. Askeri Darbeler, Ekonomik Krizler, Yargı Darbeleri, Paralel Yapılanmalar Türkiye ayakları üzerinde her doğrulmaya çalıştığında ona tekrar diz çöktürdü. 28 Şubat post modern darbesinden sonra Türkiye’de geniş halk kitleleri her 10 yılda bir her şeye yeni baştan başlamaktan ve üçüncü dünya ülkesi muamelesinden bıktı. AK Parti iktidarı ile zincirler kırılmaya başladı. Bu başarı AK Partiye değil ona bu imkanı defalarca sunan ne istediğini bilen halk kitlelerine aittir. Bu halk 15 Temmuz’da iş başa düştü diyerek meydanlara kanı ve canı pahasına da inerek vatanına sahip çıkmıştır. Tanklara, makineli tüfeklere, ölüm kusan helikopter ve bomba yağdıran uçaklara karşı sadece çıplak elleri ile milyonlar meydanlara dökülmüştür.

Haçlı İttifakı 15 Temmuz’da kitlelerin meydanlara inişi karşısında dehşete düşmüştür. Çünkü Arap Baharı’nda Tunus’ta, Libya’da, Suriye’de, Mısır’da meydanlar kitleleri yutmuş haçlı ittifakı bu ülkelere çöreklenmeye ve sömürü çarkının dişleri arasında öğütmeye devam etmiştir. Türkiye’de Gezi Parkı olayları ile meydanlara çekilmeye çalışılan halk kitleleri oyuna düşmeyeceğinin de açık işaretini de vermekteydi. Gezi parkı olaylarında evinden çıkmayan kitlelerin 15 Temmuz’da silahlara karşı ölüme meydan okuyarak meydanlara inişi haçlı ittifakını şok etmiştir.

Askeri Darbe, Ekonomik Kriz, Yargı Darbesi gibi sarmallar Türkiye’de işe yaramaz olmaya başlamışken, Paralel Devlet Yapılanmasının 2013 sonrası iyice açığa çıkarak 2016’da bulundukları kadrolardan tasfiyelerinin başlaması üzerine, giderayak Türkiye’ye verebileceği en büyük zararı vererek gitmek için 15 Temmuz Askeri Darbe girişiminde bulunmaktan çekinmedi.

15 Temmuz 2016’ya giden yolda haçlı ittifakı Mayıs 2016 itibarı ile SADAT A.Ş. ve kurucusu (E) General Adnan Tanrıverdi hakkında karalama haberler yayınlamaya başlamış ve bu kampanya 15 Temmuz 2016’ya kadar devam etmiş, 15 Temmuz Darbe Girişiminin başarısız olması ile oluşan şokun ardından bıçak gibi kesilmiştir. Muhtemelen darbe başarılı olsaydı darbecilerin işledikleri suçlar SADAT A.Ş.’nin üzerine yıkılarak gerçek suçlular aklanacaktı.

15 Temmuz davalarının iddianamelerinin hazırlanarak yargılamalarda duruşma safhasına geçilmesi ile mahkemelerde ifadesi alınan sanıkların üç maymunu oynadıkları tiyatro oyununun başlaması ile birlikte SADAT A.Ş.’yi karalama kampanyaları da tekrar hız kazandı.

SADAT A.Ş. Neden Hedefte?

SADAT A.Ş. 2012 yılında Türkiye’nin ilk ve tek Uluslararası Savunma Danışmanlığı şirketi olarak kurulmuştur. Şirketimiz alanında Türkiye’nin ilk ve tek şirketi olmanın yanı sıra vizyonu ve misyonu ile DÜNYADA da ilk ve tek olma özelliğini korumaktadır.

SADAT A.Ş.'nin misyonu uluslararası alanda Silahlı Kuvvetlerin ve İç Güvenlik Güçlerinin organizasyonu, iç güvenlik ve savunma alanında stratejik danışmanlık, iç güvenlik ve askeri eğitim ile donatım alanlarında hizmet vererek, İslam Ülkeleri arasında savunma ve savunma sanayi işbirliği ortamı oluşturmayı ve İslam Dünyasının kendine yeterli bir askeri güç olarak da Dünya Süper Güçleri arasındaki hak ettiği yerini almasına yardımcı olmaktır.

SADAT A.Ş. bu misyona uygun hizmet sunacağı ülkeleri dost ve müttefikimiz ülkelerle sınırlamış ve bu ülkeleri logosunda ilan etmiştir.

 

Şekil 1 Müşteri Portföyümüzdeki Ülkeler

Batılı ülkelerde yaklaşık 70 civarında askeri danışmanlık şirketi faaliyet göstermekte ve hükümetleri tarafından desteklenmektedir. Hatta ülkeler dış politikalarını destekleyecek şekilde bu şirketlerin önünü açıcı, etkinliğini artırıcı, faaliyetlerini kolaylaştırıcı çalışmalar yürütmektedir. Bu şirketlerin tamamı sömürü altındaki Afrika, Ortadoğu, Ortaasya bölgesinde faaliyet göstermektedir.

SADAT A.Ş. İslam dünyasından çıkan ilk ve tek şirket olarak batılı şirketlerin ve tabiî ki ülkelerin tekerine çomak sokmuştur. Bu sebeple de kurulduğu ilk günden itibaren karalama ve iftira kampanyalarına maruz kalmıştır. Batılı ülkelerin SADAT A.Ş.’yi önemli bir rakip olarak görmeleri ve teyakkuz haline geçmeleri bir ölçüye kadar anlaşılabilir de ülkemizdeki bazı aktörlerinde dış mihraklarla paralel çalışmaları manzaranın tüm parçalarının tam olarak yerine oturmasını sağlıyor.

Bu kitap ile kamuoyunun şirketimiz aleyhine yürütülen karalama kampanyasının gerçek yüzünü görmesine yardımcı olmak istiyoruz.

SADAT A.Ş.’nin bugüne kadar yürüttüğü faaliyetlerle ilgili en ufak bir hatasını bulamayanlar şirketimizle ilgisi olmayan pek çok konuda delil bile göstermeksizin “iddia olunuyor” yaftaları ile karalama kampanyası yürütmektedir. Delil sunmaları mümkün değil çünkü şirketimiz aleyhinde söylenen her şey yalandan ibaret. O kadar ki bu ihanet şebekesi 15 Temmuz’da işlediği suçları bile SADAT A.Ş.’nin üzerine atmaya çalışmaktadır.

Bu sebeple kitap şu üç ana başlıktan oluşmaktadır;

  1. 15 Temmuz Yalanları
  2. SADAT Hakkında Yalanlar
  3. SADAT Hakkında Gerçekler

Kitapçığa ulaşmak için tıklayınız SADAT Gerçeği.pdf 

SADAT Gerçeği

 

وَقُلْ جَٓاءَ الْحَقُّ وَزَهَقَ الْبَاطِلُۜ اِنَّ الْبَاطِلَ كَانَ زَهُوقاً ﴿٨١﴾

De ki: "Hak geldi, batıl yok oldu. Şüphesiz batıl, yok olmaya mahkumdur."

Kur’an-ı Kerim, İsra Suresi, 81nci Ayet-i Kerimesi[1]